
B. Traven kariyer basamaklarını türlü çeşit dalavereyle tırmanan bir petrol simsarıyla atadan kalma bir çiftliğin kanaatkâr sakinleri arasında gerçekleşen anıtsal bir yüzleşme üzerinden Amerikan emperyalizminin röntgenini çekiyor.
İki zıt dünyanın çarpışmasını eksiksiz ele alan Traven, aşırı tüketim döngüsüne hapsolmuş, değişen çağa ayak uydurmaya çalışırken kendine yabancılaşan ve insana içkin tüm değerleri hiçe sayan haris üst tabakanın yaşantısına çok boyutlu eleştiriler getiriyor. Borsa spekülasyonu, rüşvet, görevi kötüye kullanma, bozgunculuk ve medya manipülasyonunun bu çarka hizmet ettiği 20’ler Amerikası’nın sınır tanımaz aktörlerini ete kemiğe büründürüyor. Bir mutlu son vaat etmiyor Kanlı Oyun, bugünkü vahşi düzenin temelleri atılırken yaşanılan hezimetleri ve kayıpları tarafgir davranmadan, tüm şeffaflığıyla ele alıyor.
Zamanın ruhunun ezip çiğnediği emekçi sınıfların ahvaline ve Amerika’nın bir süper güce dönüşmesine yol açacak toprak talanına dokunaklı bir bakış…
*
1.
Condor Petrol Şirketi, faaliyetlerini Meksika’ya kadar genişletmiş büyük Amerikan firmalarından biriydi; ancak ne en güçlüsüydü ne de en büyüğü.
Gelgelelim oburca bir iştahı vardı.
Bireyin gelişmesinde olduğu kadar toplumun gelişmesinde de iştah, belirleyici bir etkendir. Ama büyük bir kapitalist şirketin gelişmesi söz konusu olunca, açık bir iştah ayrıca büyük önem kazanır. İştah, iktidar yayılımının temposunu belirlediği gibi, ekonomik hayatta buyurucu ve etkileyici bir güç olmak hedefine erişmede kullanılan aracın seçimini de belirler. Gerek yapısı, varlığı, amacı ve çalışma yöntemleri, gerek sorunları bakımından bir devletle çağdaş büyük bir kapitalist şirket arasında pek az fark vardır.
Görünür tek fark da büyük kapitalist şirketin bir devletten genellikle daha iyi örgütlenmiş olması, daha akıllıca ve daha becerikli biçimde yönetilmesidir.
Condor Petrol Şirketi bu ülkenin piyasasında üstünlük sağlamak amacıyla birbirinin karşısında ve yanında yer almış şirketlerin en yenisiydi. En yenisiydi, ama en oburuydu da. Eski ve güçlü şirketlerle yarışta etkin bir yer kapmak için araçların seçiminde olsun, bunların kullanımında olsun ne dur durak tanıyordu ne de herhangi bir şeye saygı. Bir savaştır sürüp gidiyordu; bu savaşın tarzını belirleyen bir ana ilke var mıydı diye sorulursa, buna şöyle cevap verilebilirdi: Savaş ne kadar hoyratça yürütülürse o kadar kısa sürüyor, dolayısıyla da savaşların en insancılı oluyordu. Bu oluşta aynı zamanda eylemlerinin ahlak açısından özrü de saklıydı. Çünkü kavgayı kazanan barışı hemen geri getirdiği için insancıl bir savaş yürüttüğünü söyleyebiliyordu.
Bir petrol şirketinin gücü sadece sahip olduğu kuyuların sayısıyla ölçülmez. Bu güç daha çok sahip olduğu ya da denetimi altına aldığı arazi miktarıyla orantılıdır. Petrolcü açısından bakılınca üç çeşit arazinin söz konusu olabileceği görülür: Kesinlikle petrol bulunan arazi, jeologların tahminine göre petrol bulunması gereken arazi, petrolcülerin içgüdülerine dayanarak petrol bulunduğu kanısına vardıkları arazi. Bu üçüncü tür arazi, spekülasyonlara elverişlidir ve insana tek varil petrol çıkarmadan dahi milyonlarca dolar kazandırabilir.
İşte bu yüzdendir ki şirketler durmadan toprak, daha çok toprak ele geçirme kavgası verirler. Petrol bulunabilecek bütün topraklara büyük bir hırs ve kurnazlıkla sahip olmağa çalışırlar. Hele bir ele geçirmeğe görsünler, bu toprakları son hektarına kadar sömürmek için ne kadar teknik ve bilimsel yöntem varsa hepsine başvururlar.
Condor Petrol Şirketi gerek sermayesi gerekse petrol üreten kuyularının sayısı ve zenginliği bakımından en ön saftaki dev şirketlerin arasına giremediği için ikinci yolu, yani herhangi bir başka büyük şirketin sahip olduğundan daha fazla petrol ümidi bulunan toprağı ele geçirme yolunu izlemek zorunda kalmıştı. Altında petrol bulunan ya da petrol bulunabilir nitelikte büyük çapta toprağa sahip olmak, petrol piyasasında söz hakkı kazanabilmek için zorunluydu; ancak o zaman fiyatları belirlemede ağırlığını ortaya koyabilir, sermaye bakımından kendisinden çok güçlü ve denetlenemez durumdaki büyük petrol şirketleri üzerinde etkin olabilirdi.
Bu işler yapılırken birtakım uygunsuz haltlar karıştırılmadığını ve şirket adına toprak almaya çıkmış simsarların istenilen araziyi elde etmek için patronların zorunlu gördüğü hallerde suç işlemediklerini söylemek pek kolay olmayacaktır. Condor Petrol Şirketi on sekiz zengin petrol kuyusu açmıştı. Bir yerin petrol bölgesi olabileceği kokusunu alsa ya da bir yerin başka bir şirket tarafından alınmasının düşünüldüğünü öğrense hemen harekete geçiyordu.
Acımasızca yürütülen bu arazi elde etme işlerinde müdürlerden ya da yüksek kademeli görevlilerden biri asla ortaya çıkmadığı gibi, Amerikalı memurlar da ancak çok ender hallerde çalıştırılırdı.
Müdürler ancak şirketin sahip olmak istediği arazi, şirket hesabına çalışanların eline geçtiği zaman görünürlerdi. Şirket hep ikinci alıcı olurdu. Bu kirli alışveriş Meksikalı veya İspanyol, bazen de Alman simsarlar aracılığıyla yürütülmekteydi.
Condor Şirketi’nin yönetim merkezi Kaliforniya’nın San Francisco kentindeydi. Meksika şubesi ise Mexico’daki Tampico’da bulunuyordu. Ayrıca Panuco, Tuxpam ve Ebano’da ofisleri vardı. Bunların dışında, biri Isthmus’da biri Campeche’de olmak üzere iki şube daha açmağa hazırlanıyordu.
Amerikalı, İngiliz ve İsveçli seçkin jeologlar çalıştırıyor ve bunlara dolgun maaşlar veriyordu. Şirketin arazi ölçüp harita çizen bir hayli de topografı vardı. Ancak yaptıkları iş daha az değerli sayıldığı için onlara, jeologlara oranla çok daha az para veriliyordu. Bu yüzden de topograflar çoğu kez çulsuz ve kılıksız halde orada burada serseriler gibi dolaşıyordu. Jeologlar gerek ekonomik gerek toplumsal bakımdan müdürlere biraz daha yakındılar, zira zengin petrol yatakları hakkında güzel haberleri onların kulaklarına fısıldayabilenler jeologlardı. Buna karşılık topograflar proletaryaya yakın durumdaydı; ancak kendileri bunu bir türlü kabul etmiyorlardı. Öyle ya, ne olsa yükseköğrenim görmüş kimselerdi. Ne var ki, ekmeğinin derdindeki işçilerden daha çok ve daha ağır şartlarda çalışmak zorundaydılar. İşçilerin ise proleter mumamelesi görüp görmediklerine aldırış ettikleri yoktu. Çok sayıda sondajcı vardı ve haydutlar kadar cesur olan iriyarı kuleciler çok daha çabuk kovuluyordu. Kulecilerse, sondaj kulesi inşa edemedikleri için veya bir ustabaşına attıkları dayak yüzünden kovuldukları zaman bir süreliğine domates paketlemekten utanmıyorlardı.
Condor Şirketi’nin çalıştığı bölge petrol yatakları bakımından çok zengindi. Arazi ise ya şirketin malıydı ya da uzun süreyle kiralanmıştı. Bu arazinin tam ortasında, dört bir yanı petrol yataklarıyla çevrili bir çiftlik vardı: La Rosa Blanca, Akgül Çiftliği. Akgül Çiftliği’nin genişliği 800 hektar kadardı. Sahibi Yerli Jacinto Yañez’di.
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıKanlı Oyun
- Sayfa Sayısı240
- YazarB. Traven
- ISBN9786256462571
- Boyutlar, Kapak13,5*21, Karton Kapak
- YayıneviSel Yayınları / 2025
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Scarlet ve Ivy 4 / Gölün Altındaki Işıklar ~ Sophie Cleverly
Scarlet ve Ivy 4 / Gölün Altındaki Işıklar
Sophie Cleverly
Yerliler, sular altında kalan eski mezarlığa gömülü ruhların artık huzur içinde yatmadıklarını söylüyor. İkiz kardeşler Scarlet ve Ivy Gray, okul gezisine kaydolmak ve birkaç...
- Otto ~ Lisa St Aubin de Teran
Otto
Lisa St Aubin de Teran
“1934 yılında San Cristobal de Torondoy yakınlarında kayıp bir küçük köyde ağabeyimden on bir ay sonra doğdum. Ağabeyim ne kadar yakışıklıydıysa, ben de o...
- Hep Seni Bekledim ~ Nicholas Sparks
Hep Seni Bekledim
Nicholas Sparks
Amerikan Deniz Piyadesi Logan Thibault, Iraktaki görevi sırasında çamurun içinde, gülümseyen bir kadın fotoğrafı bulduğunda, onu bir kenara fırlatmayı düşündü. Ama yapamadı. Bunun yerine,...