“Kültür ve Psikanaliz: Sinema, Edebiyat ve Güncelin Psikanalizi”, psikanalist Bella Habip’in 2012-2018 arasında kaleme aldığı, kültür ile psikanalizin buluşma noktalarından hareket eden makalelerden oluşuyor.
Kültürel alanla bireyin ruhsal ve zihinsel işleyişi arasındaki karşılıklı etkileşimin edebiyat, sinema ve güncel olayların psikanalitik bir okumasıyla açımlandığı bu metinler okuru yönetmen Xavier Dolan’ın filmlerinden Britanyalı psikanalist Winnicott’un yaratıcı dürtüsüne, Orhan Pamuk’un Kırmızı Saçlı Kadın’ından Oidipus karmaşasına uzanan geniş erimli ve ufuk açıcı bir alanda yolculuğa çıkarıyor.
Yazarın sözleriyle, bu kitaptaki makalelerin nihai amacı, psikanalizin bilinçdışı, libido, narsisizm, Oidipus karmaşası, ensest ve ensestsi gibi temel kavramlarını çalıştırarak kültür ile bilinçdışının karmaşık ilişkilerini ortaya çıkarmak.
*
Filmin merkezindeki bu sorunlu evlilik bağının arkasında, farklı yerlerde kendini gösteren bir bağ daha vardır. Laurence’taki inkârın kaynağına buradan ulaşırız: Anne. Anne öylesine soğuk ve işlemci bir zihniyete sahiptir ki Laurence kendi cinsel kimliğini ona itiraf ederken bile ev işlerinden söz açar:
Televizyonun yerinin değiştirilmesi, çatının tamir edilmesi vb. Anne bu itiraf karşısında tedirgin olmuştur ama onu en çok huzursuz eden şey kocasıdır ve ondan bu durumu gizlemektedir. Baba daha ziyade mesafeli ve ürkütücü bir kişidir. Ayrıca bu evin içinde bir yas havası, bir soğukluk hâkimdir; o kadar ki bu ailenin geçmişi konusunda pek hoş olmayan şeyler aklımıza gelebilir. Bir çocuk mu ölmüştür? Bir intihar mı vuku bulmuştur? Bir cinayet mi işlenmiştir?
Her halükârda, hâlâ geçmemiş olan bir geçmişin karşısındayız gibidir. Laurence ve ebeveynleri bize bu geçmişi askıya alınmış bir zamansallıkta yaşatırlar. Bu ailenin içinde bir huzursuzluk, yaşamsal olmayan bir şey hissederiz.
Kadın olmayı eyleme geçirmesiyle, Laurence bize bir zamanlar kadın olduğu, kadın olarak kendini tanımladığı, dolayısıyla kadın olarak tanımlandığını varsayabileceğimiz, askıya alınmış bir zamanı hatırlatır. Bu zaman muhakkak ki çok uzaklarda kalmış bir zamandır ama arzunun şiddetinden ötürü şimdi gerçekleşmiştir. Winnicott’un meşhur deyişini burada hatırlatalım: “Küçük bir kızı dinlemekteyim. Sizin bir erkek olduğunuzu tabii ki biliyorum, ama ben küçük bir kızı dinliyorum ve küçük bir kızla konuşuyorum.” Winnicott’un gönderme yaptığı, kişiliğin kendiliği oluşturan, hakiki kendiliği oluşturan kaynağını annenin saf kadınsılığından alan, derinlemesine bölünmüş kısmı idi. Kendiliğin oluşumunda çevrenin yapısının (anne) önemini vurgulayan Winnicott’un ünlü vakasında geçen diyaloğu buraya da aktarıyoruz:
Hasta: “Bu kızdan birisine söz etsem beni deli zanneder.”
Winnicott: “Söz konusu olan, bu kızdan söz eden kişinin siz olduğunuz değil; o kızı gören ve bir kızın konuşmakta olduğunu iddia eden benim; halbuki gerçeklikte divanıma bir erkek uzanmış durumda. Deli olan birisi varsa o benim.”
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat İnceleme/Araştırma
- Kitap AdıKültür ve Psikanaliz – Sinema, Edebiyat ve Güncelin Psikanalizi
- Sayfa Sayısı240
- YazarBella Habip
- ISBN9789750844430
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2021
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Korkmayınız Mister Sherlock Holmes! ~ Erol Üyepazarcı
Korkmayınız Mister Sherlock Holmes!
Erol Üyepazarcı
Türkiye’de Polisiye Romanın 140 Yıllık Öyküsü (1881-2021) “Uzun yıllardan beri, okuduğum iki üç kitap arasına kesinlikle bir polisiye roman sokarım. Polisiye roman okuyunca günlük...
- Rus Edebiyatı Yazıları (19. ve 20. Yüzyıllar) ~ Ataol Behramoğlu
Rus Edebiyatı Yazıları (19. ve 20. Yüzyıllar)
Ataol Behramoğlu
Bu kitap Ataol Behramoğlu’nun yaklaşık kırk yıllık bir sürede Rus edebiyatı üzerine yazılarını, ülke içinde ve dışında konferans ve sempozyum sunumlarını bir araya getiriyor.Kitabın...
- Uyanışlar ~ Oliver Sacks
Uyanışlar
Oliver Sacks
Uyanışlar, 1920’lerde dünyanın çeşitli yerlerinde görülen “uyku hastalığı” salgınının kurbanı yirmi hastanın ve kırk yıl sonra, Doktor Sacks’ın gözetiminde aldıkları “mucize ilaç” L-DOPA sayesinde...