Çocuklar kadar yetişkinlerin de beğeniyle okudukları “Ateş Hırsızı” serisinin çok satan yazarı Terry Deary’nin mizahi öğelerle renklendirdiği yeni dizisi “Madrabaz Usta’nın Suç Akademisi”nde ikinci macera!..
Onlarca masum insanı hapse gönderen zalim Hâkim Fumble’ın başı belada. Bir süre kafasını dinlemek için kır köşküne çekilmeye karar veren Fumble’ın yolculuğu güzel geçecek mi dersiniz? Peki ya beraberinde taşıdığı hazinesi ne kadar güvende? Ustalık yolunda emin adımlarla ilerleyen kahramanlarımız Smiff Smith ve Alice White yepyeni bir macerayla karşı karşıyalar. Üstelik bu defa, eğitimlerini yaşadıkları kasabanın gelmiş geçmiş en ünlü haydutundan alacaklar. Bu silahlı haydut, sokakta hanımefendilerin peşlerinden koşup cüzdanlarını çalmaktan ya da cüzdanlarını vermezlerse popolarını çimdiklemekten aranıyor!
25 milyonu aşkın satış rakamıyla İngiltere’nin en çok satan yazarlarından biri olan Terry Deary, 40’dan fazla farklı dile çevrilen 200’ün üstündeki yapıtıyla dünyanın en çok okunan edebiyatçılarından biri olarak tanınıyor…
Bölüm 1
AT ARABASI VE
ADALET
Wildpool Bozkırı – 16 Şubat 1797 Bozkırda sert rüzgârlar esti ve çıplak çalılığa sokulmuş bir delikanlı titredi. Ceketi inceydi ve çizmeleri bir elekten daha delikti. Üzerine bir pelerin almıştı, çünkü pelerinin kendisini ünlü haydut Dick Turpin gibi gösterdiğini düşünüyordu. Aslında bu pelerin, kurdeleyle bağladığı gri bir battaniyeden ibaretti. Onu bostan korkuluğu gibi göstermişti. Soğuk çamur, sağ çizmesinin tabanından içeri sızıyordu. “Bu soygunu yapınca yeni birkaç çizme alacağım,” diye söz verdi kendine. Bu düşünce onu keyiflendirdi. Solgun yüzü birden bu mutlu düşünceyle aydınlandı. “Bir çift de çorap!” diye inledi. “Hep bir çift çorap istemişimdir. Aah! Ve annem için de diz altı çorabı. Ve peruk…
Bunu annesi için istemiş olamaz. Annesi yeterincetüylüydü. Ta beline kadar geliyordu. Başında hiç yoktu, ama sırtında doluydu.
… tüm haydutların üç köşeli siyah bir şapkası ve bir peruğu vardır. Adım bu kasabanın sokaklarına dehşet salacak, tıpkı Dick Turpin’in adı gibi.” Ama onun adı, kasaba halkına ancak kahkaha attırırdı. Çünkü adı Dick Turpin değildi. Rick Turp’tu. Turp ailesinin uzun soyunun hemen hemen sonuncusuydu. Turp’ların kökleri çok gerilere uzanırdı.
Bu bir espriydi… kökler… turp… anladınız mı? İyi bir espri olduğunu söylemedim, öyle sızlanıp durmayın.
Elli yıl önce, Tom Turp dehşet saçan biriydi. Turp soyadını taşıyanlar kulübelerinin duvarlarına onun resimlerini asarlardı. Onunla gurur duyarlardı.
O, Turp ailesinde bir efsaneydi. “Tom Turp. Yakalanmayan adam!” Gerçi bu pek doğru değildi. Peynirli bir sandviçle meyhanenin birinden kaçmaya çalışırken yakalanmıştı. Parasını ödemediği peynirli bir sandviçle. Kanun adamı bir hendekte gizlenen sandviç hırsızımız Tom’u bulmuş; bileğine pranga geçirmiş ve hâkimi çağırmaya giderken onu köyün tulumbasına zincirlemişti. Kanun adamı döndüğünde Tom Turp’un kolu hâlâ tulumbaya bağlıydı… ama Tom, koluna bağlı değildi. Bu onun takma koluydu ve onu kolayca çıkarıp kaçmıştı. Birkaç kaygan taşa basarak nehri geçmeye çalışırken suya düştüğünde, Tom’un eceli gelmişti. Ne de olsa tek kolla yüzmek hiç kolay değil…
Pekâlâ, dürüst olmak gerekirse Tom iki kolu varken de yüzme öğrenmemişti, bu yüzden HİÇ şansı yoktu.
… bedeni akıntıya kapılmış ve bir daha hiç görünmemişti. Turp ailesi sevgili Tom’larının posta arabaları soyarak hayatını kazandığı Amerika’ya kaçtığına inanmıştı. Bu düşünce onları çok mutlu etmişti. Kanun adamı, tahta kolu ikinci el dükkânının sahibine teslim etmişti, böylece dükkân sahibi de mutlu olmuştu.
Turp ailesi, “Tom tehlikeli bir suçluydu,” demişti. Kanun adamı, “Hayır, tek-elli bir suçluydu,” demişti. Rick Turp’un, hikâyelerini dinleyerek büyüdüğü adam işte OYDU. Ve hikâyeler tehlikelidir. Rick, Tom Turp gibi, yani haydut OLMAK istiyordu.
Rick’in, Tom’un hanımefendilerin poposunu çimdikleme alışkanlığını uygulayacağı bir planı olmadığını duyduğunuza sevineceksiniz. İyi ki de yoktu. Yeterince çevik değildi! Hah! Çimdik… çevik…? Anladınız mı? Ah, boş verin.
Rick bir gece, Siyah Koyun Hanı’nda, Twitch ailesi çetesinin şeytani bir plan kurduğuna kulak misafiri olmuştu.
“Yarın,” diye belirtmişlerdi, “Lord Fumble, Wishington Kır
Köşkü’ne gitmek için Fumble Malikânesi’nden ayrılıyor.”
“Yani?”
“Yani Lord Fumble ne zaman bir evden bir eve gitse
Fumble aile hazinesini de arabasıyla beraberinde götürür.”
“Yani?”
“Yani, arabayı durduruyoruz, altınları alıyoruz ve çok
zengin oluyoruz!”
“Ne kadar zengin?”
“Az önce söyledim ya… çok!”
Rick Turp gülümsemesini saklamaya çalışmıştı. Twitch ailesini kendi oyununda yenmeye ve onlara fırsat bırakmadan arabayı soymaya karar vermişti. Lord Fumble’ın geçeceği, tekerlek izleriyle yol yol olmuş güzergâhı biliyordu, bu yüzden tek yapması gereken çalılıklara gizlenmekti…
Tom Turp hakkında beni konuşturmadan önce Rick’i
burada bırakmıştık.
Rick’in arabanın kaçta geleceğine dair hiçbir fikri yoktu. Şafakta uyanmış ve yiyecek bir peynirli sandviçi bile olmadan bütün gün beklemişti. Sadece, “Tom Turp’un çaldığı peynirli sandviçe ne oldu acaba? Bahse girerim kanun adamı onu yemiştir!” diye düşünmesi bile ağzını sulandırmaya yetmişti. Gündüz yerini öğleden sonraya bırakırken arabaya sürülü atların çıkardığı tak tuk, tak tuk, tuk tuk, şap şap, tuk tak, şap tak, şap tuk seslerini duydu. (Çok girintili çıkıntılı bir yoldu ve atların doğru düzgün yürümesini güçleştiriyordu.) At arabası son çıkan 1798 modeldi… yıl 1797 olmasına rağmen, at arabası üreticileri gelecek yılın modeli diye övünmekten hoşlanırlardı. Zengin müşterilerine onu bu şekilde satarlardı…
Delikanlı mendiline sümkürdü, ardından mendili gözlerini açık bırakacak biçimde yüzüne bağladı. Yola çıktı ve silahı varmış gibi göstermek için elini gri pelerininin altına soktu.
Çoğu haydut tabanca taşırdı. Dick Turpin de öyle. Ama Rick Turp taşımazdı. Silahlar pahalıydı. Lord Fumble’ı soyar soymaz gidip bir tabanca satın alacağını düşündü… Çorap aldıktan sonra, tabii.
Pelerininin altından parmağını uzattı. “Ayağa kalk ve değerli eşyalarını bana ver! Ya paranı ya canını!” Rick Turp’un sırtından yukarı bir titreme yükseldi, sonra titreme başladığı yere geri indi. “Aaaah!” dedi. “Her zaman bunu söylemek istemişimdir.” Araba durdu. Pencere açıldı ve yakışıklı genç Lord Fumble yakışıklı başını dışarı çıkardı. “Peki bu defa niçin durduk, James?” “Bir haydut daha, ekselansları,” dedi sürücü. “Haydut mu? Haydut mu? Atı nerede?” diye gürledi Lord. Sürücü, Rick’e döndü. “Ekselansları atının nerede olduğunu bilmek istiyor.” “Atım yok!” Rick küçümseyerek bir kahkaha attı. “Para babası değilim.”
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çocuk Kitapları Roman (Yabancı)
- Kitap AdıMadrabaz Usta'nın Suç Akademisi - Haytalar İçin Adam Soyma
- Sayfa Sayısı192
- YazarTerry Deary
- ISBN9789944697828
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
- YayıneviTudem Yayınevi /
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Bahar Tanrıçası ~ P.C. Cast
Bahar Tanrıçası
P.C. Cast
BÜTÜN KADINLAR!: İÇİNİZDEKİ TANRIÇAYI KUCAKLAMANIN ZAMANI GELDİ! Her şey Lina’nın çaresiz bir anında sihirli bir yemek kitabına rastlamasıyla başlar. Kızıyla başı dertte olan bir...
- Deja Vu ~ Susan Fraser
Deja Vu
Susan Fraser
Aşka ve hayata ikinci bir şans vermek üzerine büyüleyici ve etkileyici bir roman Geçmişe dönmek mümkün olsaydı, hayatınızda neyi değiştirmek isterdiniz? Annie ve Marc...
- Yargı Günü ~ Chuck Palahniuk
Yargı Günü
Chuck Palahniuk
Chuck Palahniuk deyince akıllara ilk olarak tartışmasız Dövüş Kulübü geliyor; yazarın bu kült eserde yaptığı ve yapmaya çalıştığı şeyin çok daha kapsamlısını, çok daha...