Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Nikâh ve Pazarlıklar – Suriyeli Kadınlarla Çokeşli Evlilikler
Nikâh ve Pazarlıklar – Suriyeli Kadınlarla Çokeşli Evlilikler

Nikâh ve Pazarlıklar – Suriyeli Kadınlarla Çokeşli Evlilikler

Nurgül Certel

Nurgül Certel, Türkiye’nin aşina olduğu fakat araştırma konusu olarak çoğunlukla gözden kaçmış bir hususu ele alıyor: Çokeşlilik. Suriye iç savaşının neden olduğu zorunlu göç…

Nurgül Certel, Türkiye’nin aşina olduğu fakat araştırma konusu olarak çoğunlukla gözden kaçmış bir hususu ele alıyor: Çokeşlilik. Suriye iç savaşının neden olduğu zorunlu göç sonrası, Suriyeli kadınlarla yapılan çokeşli evlilikleri yerinde gözlemlediği çalışmasında, bu evliliklerin taraflarından olan erkeklerin, çokeşli evlilikleri nasıl meşrulaştırdıklarını gösteriyor. Erkeklerin, “mağdur olana sahip çıkmak”, “çocuk sahibi (ağırlıkla erkek çocuğu) olamamak”, “sevgisiz ve geçimsiz evlilikler” gibi sebeplerle yapıldığını iddia ettikleri çokeşli evliliklerin diğer tarafları olan kadınların da sesi oluyor. Hem Türkiyeli “ilk eşlerle” hem de Suriyeli “ikinci-üçüncü eşlerle” yapılan görüşmeler neticesinde kadınların bu evliliklere nasıl ve neden “razı olduklarını/edildiklerini”, evlilik içi dinamikleri ve ilişkileri açıklama çabasının yanı sıra bu evliliklerin “aracılarını”, kadınların bir meta gibi pazarlık konusu haline getirilmelerini, kadınlar üzerinden kurulan çıkar ilişkilerini ve sağlanan kazançları da es geçmiyor.

Nikâh ve Pazarlıklar, çokeşli evlilikler gerçeğine ışık tutarken, erkeklik çalışmalarına da katkı sağlayacak bir kitap…

“Ataerkil toplumlarda sıklıkla karşılaşılan fakat ataerkil olmayan ortamlarda bile erkeğin her türlü ihtiyaçlarının kabul gördüğü bir erkek ayrıcalığı, erkeğin tüm ihtiyaçlarının sorgusuz karşılanması gerektiğini olağanlaştırmıştır. Erkeğin daha fazla ilgiye ve cinselliğe olan ihtiyacı herkesçe içselleştirilmiş, bunu karşılaması için seçtiği yollar kabul görmüştür. Çokeşli olmanın erkeklere faydası erkeğin ihtiyaçlarının duraksamadan karşılanması üzerine bir hayattır.”

İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR …………………………………………………………………………………………………………………………… 9
GİRİŞ
ARAŞTIRMA HAKKINDA …………………………………………………………………………………………… 9
Araştırmanın çerçevesi…………………………………………………………………………………………………13
Saha uygulama sürecim ………………………………………………………………………………………………18
Bir erkek alanı olarak araştırma sahası……………………………………………………………..21
Çokeşli hanede görüşme ortamı yaratmanın
sınırları, zorluklar ve kolaylaştırıcılar……………………………………………………………….. 25
BİRİNCİ BÖLÜM
LİTERATÜRE GÖRE ÇOKEŞLİ EVLİLİKLER……………………………………………………. 33
Türkiye’de çokeşli evlilikler……………………………………………………………………………………….37
İKİNCİ BÖLÜM
ÇOKEŞLİLİĞİN MEŞRULAŞTIRILMA BİÇİMLERİ………………………………………..43
Erkek cinselliğinin kamusal inşası:
“Helalinden”, “itibarlı” ve “makbul” ilişkiler……………………………………………….. 49
Erkekliğin devamı olarak babalık:
Geleceğin garantisi olarak çokeşlilik…………………………………………………………………..65
Devlet adamlar – kurtarıcı erkekler:
Evliliğin hakkını verebilen erkekler……………………………………………………………………..70
Ataerkil iktidarın meşruiyeti olarak
“istisnai yasal” çokeşlilik talebi………………………………………………………………………………79
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EVLİLİK PAZARI VE PAZARLIKLAR,
SURİYE ZORUNLU GÖÇÜ SONRASI YAŞANANLAR……………………………. 83
Suriye zorunlu göçü sonrası oluşan
evlilik pazarı ve çokeşli evlilikler……………………………………………………………………………87
Suriyeli kadınlarla evlilik pazarı……………………………………………………………………………. 94
Erkeklerin pazarlıkları: Suriyeli kadınlar için
belirlenen kriterler……………………………………………………………………………………………………….103
Altı çizilen farklılıklar: Neden Suriyeli bir kadın?…………………………………….107
Erkeklerin Türkiyeli eşleriyle pazarlıkları………………………………………………………116
Kadınların ataerkil pazarlıkları…………………………………………………………………………….131
Türkiyeli kadınların pazarlıkları…………………………………………………………………………..140
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ÇOKEŞLİLİK SÜRECİ: TARAFLAR ARASI İLİŞKİLER
VE YAŞANAN SORUNLAR……………………………………………………………………………………..145
Hanenin biçimlenişindeki dinamikler………………………………………………………………145
Adalet, ihtiyaçlar ve baskı döngüsünde
erkeğin bedeninin konumlanışı:
Kadınlarla kurulan ilişki…………………………………………………………………………………………….159
Çokeşli evliliklerde yaşanan hak kayıpları ve sorunlar………………………..171
Kadınların deneyimlerinde farklılaşan alanlar:
Suriyeli kadınların yaşadıkları hak kayıpları……………………………………………….176
SONUÇ…………………………………………………………………………………………………………………………………193
GÖRÜŞME ÇİZELGESİ………………………………………………………………………………………………205
KAYNAKÇA……………………………………………………………………………………………………………………….209

GİRİŞ
ARAŞTIRMA HAKKINDA

Bir araştırma konusunu belirlemenin çoğu zaman uzun bir geçmişi oluyor. Her araştırmacı gibi benim de araştırma konumu belirleme sürecim deneyimlerimden, dert ettiklerimden, ilişkilerimden ve meraklarımdan etkilendi. Uzun uzadıya hepsini anlatmak mümkün olmasa da özce, lisans eğitimimin sonlarında göç ve kadınların maruz kaldığı cinsel şiddet arasındaki yakın ilişkinin dikkatimi çekmesinin bu konunun temellerini oluşturduğunu söyleyebilirim. Lisansüstü eğitimime başlamamla birlikte adım adım bu çokdinamikli konu etrafında yürümüş, bunun için çeşitli bağlantılar geliştirmiş ve nihayetinde araştırma sürecine başlamıştım. Aşağıda bu araştırmanın aşamalarını etraflıca anlatacağım.

Feminist bir kadın olarak göç alanında araştırma yapma merakım Suriyeli kadınlarla tanışmamda etkili oldu ve kadınlarla kurduğum arkadaşlık ilişkisiyle onların deneyimleri, karşılaştıkları güçlükler ve bunların çözüm yollarının neler olabileceğini daha sık düşünmeye başladım. Kadınların deneyimlerini araştırdığım süreçte belli bir temada sıklıkla karşıma çıkan haberler bu araştırmaya koyulmama sebep oldu. Haberlerde Suriye zorunlu göçü sonrası çokeşli evliliklerin arttığı, kadınlarla evlilik bağlantısını kurmak üzere aracıların oluştuğu ve bu aşamada kadınların “satıldığı” aktarılıyordu. Tüm bu haberlerin anlatım biçimi Suriyeli kadınlarla ilgili stereotipleri besleyecek nitelikteydi. Suriyeli kadınlar kimi haberlerde Türkiyeli1 kadınlara bir tehdit gibi,2 kimi haberlerde Türkiyeli erkekleri evlilik vaatleriyle dolandıran,3 kimi haberlerde mağdur, kurban4 olarak sunulmuştu. Bazı haberlerde ise evliliklerin ticarete dönüştüğü5 aktarılıyordu. Bahsi geçen evliliklerin “ucuza” mal olması evliliklerdeki artışın önemli bir unsuru gibi sunuluyordu. Akyüz ve Tursun’un (2019: 31) ifade ettikleri gibi bu haberler ataerkinin zorunlu göç sürecini nasıl yönlendirdiğini görmezden gelen bir tasvire sahiptiler. Haberlerin içeriği ve dilini ortaya koymak için ilerleyen süreçlerde yaptığımız medya analizi de gösterdi ki haberler, Suriyeli kadınlarla kurulan çokeşli evliliklerin toplumsal bağlamını anlamaya yönelik derin bir açıklama sunmuyordu (Certel ve Atasü-Topcuoğlu, 2022). Medyaya ek olarak bazı çalışmalarda Suriye göçünden sonra Türkiye’de Suriyeli kadınlarla erken yaşta para karşılığı, dinî törenle kurulan çokeşli evliliklerin yaşandığına ilişkin verilere ve tartışmalara yer verilmiştir.6 Suriyeli kadınların kamp dışındaki yaşam koşullarına ve karşılaştıkları zorluklarına ilişkin Mazlum-Der’in hazırladığı “Kamp Dışında Yaşayan Suriyeli Kadın Sığınmacılar Raporu”nda (2014: 31) Şanlıurfa’da bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile yapılan görüşmede Türkiyeli erkeklerin Suriyeli kadınlarla dinî nikâhla, gizli ya da para karşılığı evlilikler yaptıkları; yaşlı erkeklerin para karşılığı evlilik talep ederken orta yaşta erkeklerin Suriyeli kadınlarla ikinci, üçüncü evliliği yapmak istedikleri aktarılmıştır. Raporda (2014: 33-34) yerel toplumla yapılan görüşmelerden Suriye göçü sonrası çokeşli evliliklerin ve erken yaşta zorla evlendirmelerin arttığı, bu evlilikleri sağlamak için sınır kentlerde komisyonculuk7 yapmaya başlayanların olduğu bilgisi de sunulmuştur. Mazlum-Der’in (2014) hazırladığı bu raporda, göç sonrası Suriyeli kadınlarla evlilikler için çeşitli aracıların olduğu, erkeklerin bu aracılar üzerinden kadınlarla tanıştırıldığı, kadının ya da kız çocuğunun yaşına göre erkeklerin değişen miktarlarda para ödedikleri ve bu ödemelerin bir kısmının aracılara bir kısmının da Suriyeli kadınların ailelerine yapıldığı ifade ediliyor. Yine bu evliliklerin sadece Türkiye’nin sınır illerinde değil, ülkenin her yerinden erkeklerin aracılara ulaşmalarıyla gerçekleştiği ve bu evliliklerin birçoğunun kısa sürdüğü belirtiliyor. Raporun önemli bir özelliği hem Suriyeli hem de Türkiyeli kadınlarla görüşmeler yapılmasıdır. Fakat raporda da aktarıldığı (2014: 32) üzere Suriyeli kadınlar karşılaştıkları şiddet, cinsel istismar ve çokeşlilik gibi deneyimlerini kendilerine yönelik olumsuz tutumun oluşması endişesiyle paylaşmaktan çekinmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nin Türkiye’deki Suriyeliler Toplumsal Kabul ve Uyum Araştırması’nda (2014: 20) yerel halktan alınan bilgiler, bölgede yaygın olan iddialardan birinin ikinci, üçüncü ve dördüncü dereceden “kumalık” şeklinde ifade edilen Suriyeli kadınlarla evlilikler olduğunu sunar. Araştırmada, Türkiyeli kadınların kaygılarının Suriyeli kadınların içinde bulundukları zor durumlar nedeniyle evlilik tekliflerini kolaylıkla kabul edecekleri yönünde olduğu belirtilirken, erkeklerin Türkiyeli eşlerine “Bana iyi davran, itiraz etme yoksa diğer kamplardan 15 yaşında bir kız getiririm ne başlık parası ne çeyiz parası ne kaynana-kayınpeder dırdırı olur” gibi ifadelerle eşleri üzerinde baskı yarattıkları aktarılmıştır. Her iki kadın grubunun da istismar edildiği ve beraberinde kadınlar üzerinde kurulan tahakküm mevziinin de genişlediği tüm bu süreç hem medyada hem de araştırmaların sunduğu üzere yerelde Suriye göçünün sonucunda çokeşli evliliklerin artması olarak anlatılıyordu. Aklımda çok basit bir soru dönüp dolaşıyordu: “Kadınlar bunca zaman neden bu konuda yürütülen bir araştırmaya dahil edilmemişlerdi?” Nihayetinde bu sorunla mücadele etmeye yönelik bir strateji geliştirilip geliştirilmediğine baktığımda kadınları korumaya yönelik bir uygulamayla karşılaşamadım. Bilakis o dönemde Suriyeli kadınları korumanın bir yolu olarak çokeşliliğin seçenek olarak sunulduğu meclis tartışmalarına da denk geliyordum. Kadınların göç sürecinde ve sonrasında karşılaştığı bu şiddetin çözümüne ilişkin kadınları koruma ve güvence altına alma konusunda henüz somut bir adım atılmaması ya da atılan adımların kadınları suçlayan nitelikte olması8 Connell’in (2019a) her devletin tanımlanabilir bir “toplumsal cinsiyet rejimi” olduğu ifadesini akıllara getiriyor. Türkiye çokeşlilik ile Suriye zorunlu göçü sonrası tanışmamış olmasına rağmen göç hareketinden sonra erkeklerin çokeşli olma girişimlerinin artması ve bu evliliklerin gerçekleşme biçimi cinsiyete dayalı şiddetin yaygınlaştığını gösteriyor. Kadınların maruz bırakıldıkları şiddetin meşrulaştırılmaya çalışıldığı bu süreçte ise şiddeti uygulayan erkeklerin bahsi geçmiyordu. Sancar (2016: 15) kadınların maruz kaldıkları şiddeti görmenin, erkeklerin eril tahakkümü nasıl inşa ettiklerini görmeyi de gerektirdiğini söyler. Ben de bu araştırmada çok yalın ve fakat derinlere inmeme olanak sağlayacak iki temel soruyla yola koyuldum: “Neden?” ve “Nasıl?” Bir yanıyla birbirlerine rakip ve tehdit öznesi gibi sunulan iki kadın grubunun deneyimlerini görmek, diğer yanıyla da bahsi geçmeyen erkeklerin bu evlilikleri başlatan-devam ettiren, kurucu yanlarına da dikkati çekmek isteğiyle bu birlikteliklerin bütün taraflarını araştırmama dahil etmeye karar verdim. Araştırmama aynı birlikteliğin-evliliğin içindeki tüm tarafları dahil etmenin, süreci bir bütün olarak görmek açısından önemli olacağını düşündüm ve evlilik sürecinin nasıl gerçekleştiği, bu evrede kadınların neler deneyimlediği, kadınların farklı statülerinin (resmî nikâh-imam nikâhı; vatandaş-geçici koruma statüsü; ilk eş-sonraki eş) deneyimlerini nasıl şekillendirdiği merakı ve tüm bu sürecin “adını koyma” isteğiyle araştırmama başladım. Elinizdeki bu çalışma bir saha araştırmasına dayanıyor, aşağıda sahayı detaylıca aktaracağım bu çalışmanın sorunsalını ve bakış açısını belirleyen en önemli husus bu konunun kamuoyunda tartışılma biçimi olmuştur.

Araştırmanın çerçevesi

Çalışmamı nasıl bir çerçeveye oturtacağım ilk gündemimdi. Araştırmamı yürüteceğim illeri ve öznelere nasıl ulaşacağımın yollarını belirlemek için uzun bir süreyi ön saha değerlendirme sürecine ayırdım. Araştırma öznelerini, Türkiyeli bir kadınla (resmî nikâhla) evliyken 2011 Suriye zorunlu göçü sonrasında Suriyeli bir kadınla da dinî törenle “evlenerek” çokeşli olan Türkiyeli erkekler ve onların Türkiyeli ve Suriyeli eşleri olarak belirledim. Bu konuda yapılan araştırmalar çoğunlukla evliliklerin9 öznelerinden değil, evliliğe tanık olanlardan edi

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur