Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yolum Düştü Amerikaya
Yolum Düştü Amerikaya

Yolum Düştü Amerikaya

Canan Tan

Kimileri için komşu kapısı, her yıl iş için gidilen ya da tatil yapılan bir yer… Kimileri içinse ancak televizyonlarda izlenen, uzak bir düş-ler ülkesi….

Kimileri için komşu kapısı, her yıl iş için gidilen ya da tatil yapılan bir yer… Kimileri içinse ancak televizyonlarda izlenen, uzak bir düş-ler ülkesi. Ya gençlerimiz?… Her yıl yüzlercesini öğrenim ya da tatil için Amerika’ya gönderiyoruz. Renan da onlardan biri… On yedi yaşındayken, yaz tatilini Amerikalı bir ailenin yanında geçirdi. Amerika’yı gerçek aile yaşantısıyla, insan yapısıyla tanıma fırsatını bul-du. Yaşadıklarını bir günlükte topladı. İyi bir gözlemciydi. Yazdıkları eğlenceli; eğlenceli olduğu kadar da düşündüren, duygulandıran hoş bir serüvendi… Renan, Amerika’da neler yapmıştı, neler yaşamıştı? İşte Renan’ın gözüyle Amerika…

BAŞLARKEN

Renan, Amerika’ya gittiğinde on yedi yaşındaydı. Uluslararası Öğrenci Değişimi Programının sınavına girmiş ve kazanmıştı. Sınavı kazananlar arasında, yaşı en küçük olan oydu.

Gittiği Lakefield kasabasında, hiç kimse Türkiye’yi ve Türkleri tanımıyordu. Ülkesini anlattı onlara. Geçit törenlerinde Türkiye’yi temsil etti. Gazete röportajları yapıldı. Radyo programlarına katıldı.

Yaklaşık iki ay boyunca Amerikalı bir ailenin yanında kaldı.

Bir hafta süreyle uluslararası bir kampta, çeşitli uluslardan gençlerle beraber oldu. Din, dil, ırk, ulus farkı gözetmeksizin sıcacık dostluklar kuruldu aralarında…

Yeri geldi, “En güzeli benim ülkem!” diye haykırdı. Yeri geldi; Türkiye’yi, Türk insanını, Atatürk’ü savundu.

Dönerken eline, ailesine verilmek üzere mektuplar tutuşturdular.

“Kızınız, gerçek bir Türk elçisiydi!” diyordu Amerikalılar. “Türkiye’yi onunla tanıdık…”

“Türk elçisi” olmak… İşte bu fikir, Renan’ın yaşamında dönüm noktası oldu. Üniversite sınavlarında, ilk tercih olarak Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü’nü yazdı ve kazandı.

 

Üniversiteden mezun olduğu gün, yıllar öncesi tuttuğu “Amerika günlüğü” geçti eline… Oturdu, bir kez daha okudu.

‘Keşke.” dedi. “Keşke bunları herkes okuyabilse…” Ve günlüğünü bir yazara teslim etti. Sürükleyici, eğlendiren, eğlendirirken de düşündüren ve yol gösteren bir roman olması için…

 

CANAN TAN

 

İSTANBULDAN ÇIKTIM YOLA…

 

Evet, işte geldim!

Biraz önce Carol, kasabayı gezdirdi buna. Şimdi evdeyim

Yolculuk beklediğim kadar yorucu  geçmedi. Uçaktan  indiğimde tam yirmi dört saat uyumamış olmama karşın, üç saatlik St.PaulLakefield yolunun yalnızca bir buçuk saatini uyuyarak geçirdim.

Havaalanına indiğimde, onlar beni buldular. Onlar.. Yaklaşık iki ay, evlerinde  beni konuk edecek Amerikalı ailem: Wilsonlar!

Sarı saçlı, yeşil gözlü, tombulca bir kadın yanıma yaklaşarak, ‘Rinan!” dedi ve beni kucaklayıverdi. Bu, Carol olmalıydı. Tam arkasında Mr. Wilson ve jay, gülerek bana bakıyorlardı.Ellerinde mor yaldızlı, üzerinde “Hi Renan” yazan, kalp seklinde kocaman bir balon vardı.

Ailenin diğer oğlu Dean, kampta olduğu için beni karşılamaya gelememişti. İki gün sonra o da bizlere katılacaktı.

Şimdi her şeye en basından başlamak isliyorum…

Havaalanında babamdan ve canım kardeşim Sinan’dan ayrılmanın hüznüyle uçağa bindim… Heyecanlı mıydım? Hayır! Ama; New York’taki işlemleri o kadar kolay halledebileceğimi bilseydim, daha da rahat olabilirdim.

 

Boş bir korku değildi benimki. Daha bir ay önce, bilimsel bir toplantıya katılmak üzere Amerika’ya giden doktorlar grubunun, geciken gümrük işlemleri yüzünden uçağı kaçırdığını duymuştuk. Böyle bir durum, benim de başıma gelebilirdi…

Yol boyunca içimi kemiren “New York gümrüğü” kor kuşu dışında, her şey iyi gitti.

Az pişmiş kaşarlı omlet, neskafe, tost ekmeği, yağ, bal ve meyve salatasından oluşan kahvaltımı yeni bitirmiştim ki, ilk durağımız olan Frankfurt için alçalmaya başladık

Frankfurt soğuk ve yağmurluydu. Terminal otobüsü, bizi havaalanı binasının kapısına kadar götürdü.Biz  diyorum, çünkü yanımda Ayla Teyze vardı…

Ayla Teyze kim mi? İstanbul’da, havaalanında tanıştık. Babam beni ona emanet etti, yardımcı olması için…

Onlar konuşurlarken, içimden nasıl da gülmüştüm. Böyle bir şeye ne gerek vardı ki? Ben kendime güvenirsem böylesi bir yolculuğa kalkışabilir miydim?

Babam, beni uçuran şeyin, uçağın kanatları mı olduğunu sanıyordu yoksa? Oysa ben, Amerika’ya kendi kanatlarımla uçuyordum.

Ne var ki bunları ona söyleyemedim. Söyleyemezdim de…

Eklendi: Yayım tarihi

“Yolum Düştü Amerikaya” için bir yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Pembe ve Yusuf ~ Canan TanPembe ve Yusuf

    Pembe ve Yusuf

    Canan Tan

    Ne benim sözüm geçer bu iklimde Ne de senin Böyle gelmiş böyle gider Son söz TÖRE’nin! Birbirlerine delicesine düşkün iki kardeşin, Pembe ile Yusuf’un...

  2. Alevden Küle Eroinle Dans ~ Canan TanAlevden Küle Eroinle Dans

    Alevden Küle Eroinle Dans

    Canan Tan

    Yazar romanı hakkında şunları söylüyor: Eroin konusunda, bilimsel ya da günlük tarzında, pek çok kitap yazıldı… Türk ve yabancı, günlük tutan eroin bağımlıları, anılarını...

  3. İz ~ Canan Tanİz

    İz

    Canan Tan

    Yakın çevremizde benzerlerini görebileceğimiz gerçeklikte bir baba-kız öyküsü… Babasına hayran  Verda, hatta âşık. Biricik kahramanım diyor onun için. Ne var ki, yıllar önce annesiyle...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Başıma Gelenler Şaka Mı? – Neşeli Günlük 3 ~ Selcen Yüksel ArvasBaşıma Gelenler Şaka Mı? – Neşeli Günlük 3

    Başıma Gelenler Şaka Mı? – Neşeli Günlük 3

    Selcen Yüksel Arvas

    Hayat ne kadar güzel! Ağzım kulaklarımda, burnum havada, gözüm yükseklerde, keyfim yerinde. Kalp kalp kalp… Yaşadıklarım rüya mı yoksa gerçek mi diye sık sık...

  2. Şeytan’ın Çırağı ~ Kenneth Bogh AndersenŞeytan’ın Çırağı

    Şeytan’ın Çırağı

    Kenneth Bogh Andersen

    Cehennemin Derinliklerine Sıradışı Bir Yolculuk“Ne demek istiyorsun?” Filip başını salladı. “Burası da neresi?” “Burası mı?” İblis kaşlarını kaldırdı. “Hâlâ çıkaramadın mı? Evet, tabii ya,...

  3. Kız Kitabı; Her Şeyden En İyi Nasıl Olunur? ~ Juliana FosterKız Kitabı; Her Şeyden En İyi Nasıl Olunur?

    Kız Kitabı; Her Şeyden En İyi Nasıl Olunur?

    Juliana Foster

    İşte büyük küçük tüm kızların ve erkeklerin beklediği kitap. Her şeyde en iyi olmanın yollarını öğrenin ve bunu yaparken saatlerce eğlenin! İşte bazı başlıklar:...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur